Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), sosyal medya hesabı üzerinden takipçilerine sorduğu “TUSAŞ, bugüne kadar kaç F-16 üretmiştir” sorusunun cevabını 308 olarak açıkladı.
308 ADET F-16 ÜRETİLDİ
TUSAŞ tarafından yapılan bu paylaşıma kısa sürede çok sayıda cevap geldi. Kısa zamanda çok sayıda beğeni, retweet ve yorum alan paylaşıma, takipçiler birbirinden farklı cevaplar verdi. Kendi aralarında sosyal bir etkileşim de oluşturan takipçiler zaman zaman araştırmaya konu olacak bazı paylaşımlar da yaptı. TUSAŞ, doğru cevabı ‘308’ olarak açıkladı.
TÜRKİYE’NİN ANA VURUCU GÜCÜ
İlgili yıllarda Türk Hava Kuvvetlerinin saflarında boy göstermeye başlayan F-16 Savaşan Şahin’ler, halihazırda Türkiye’nin ana vurucu gücünü oluşturmaya devam ediyor. Yüksek performansının yanı sıra muadillerine göre ekonomik ve daha küçük boyutlu bir avcı uçağı olan F-16’lar, geçirdiği modernizasyon sayesinde kara hedeflerine karşı oldukça tehlikeli bir teknolojiyi de bünyesinde barındırıyor. Projesi 1983’lerde start alan, 1987’de ise tam anlamıyla başlayan Türkiye’nin F-16 serüveni, son hızıyla devam etmektedir.

F-16 üretimi 1987 yılında başladı 1970’li yılların sonlarına doğru üretilen, dördüncü nesil tek motorlu, yüksek performanslı F-16’lar, Türkiye’ye 1980’li yılların sonuna doğru geldi. İlgili yıllarda Türk Hava Kuvvetleri’nin saflarında boy göstermeye başlayan F-16 Savaşan Şahin’ler, halihazırda Türkiye’nin ana vurucu gücünü oluşturmaya devam ediyor. Yüksek performansının yanı sıra muadillerine göre ekonomik ve daha küçük boyutlu bir avcı uçağı olan F-16’lar, geçirdiği modernizasyon sayesinde kara hedeflerine karşı oldukça tehlikeli bir teknolojiyi de bünyesinde barındırıyor. Projesi 1983’lerde start alan, 1987’de ise tam anlamıyla başlayan Türkiye’nin F-16 serüveni, son hızıyla devam ediyor.
Öncel I Projesi kapsamında 1987-1995 tarihleri arasında Türk Hava Kuvvetleri için Blok 30 ve Blok 40 konfigürasyonunda 152 adet F-16 C/D imal ederek teslim edildi. Toplam 160 uçağı kapsayan projenin ilk sekiz uçağı Fort Worth-ABD’de üretilerek Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na doğrudan verildi. Toplam 4 adet Öncel projesi yürüten şirket ayrıca Mısır, Pakistan, Ürdün hava kuvvetleri filosundaki F-16 savaş uçaklarını modernize etti.
Türk Hava Kuvvetlerinin ana vurucu gücünü oluşturan F-16 uçaklarının, 2030’lu yıllarda Milli Muharip Uçak TF-X’in envantere girmesiyle birlikte de emekli edilmesi bekleniyor.
Türk Hava Kuvvetleri İçin Üretilen Gelişmiş Blok 50 Tipi F-16’nın Sonuncusu Teslim Edildi
Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ise, Blok 50 tipi F-16 projesinin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen Amerikan ve Türk hükümeti yetkilileri ile Lockheed Martin ve TUSAŞ çalışanlarına şükranlarını sundu.
F-16 Projesi, geçen 25 yıl içinde Türkiye’de kapsamlı bir endüstriyel gelişim ve istihdam sağlamıştır. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine Mayıs 2011 ile Aralık 2012 arasında Gelişmiş Blok 50 Tipi 30 yeni F-16 eklenmiştir.

Türk Hava Kuvvetleri envanterinde hangi block çeşitleri bulunmaktadır?
Günümüzde Türk Hava Kuvvetleri envanterinde C/D mertebesinde yer alan 4 farklı block modeli bulunmaktadır. Bunlar: Block 30, Block 40, Block 50 ve Block 50+ şeklindedir.
Açık kaynaklarda belirtilen sayılara göre:
– 36 adet Block 30
– 102 adet Block 40
– 71 adet Block 50
– 29 adet Block 50+
Olmak üzere 238 adet F-16 envanterimizde yer almaktadır.
Türkiye’de hangi savaş uçaklarından kaç adet var, özellikleri neler?
F-16’ların A/B, C/D, E/F ve son olarak V olmak üzere toplamda 7 temel modeli bulunmaktadır. Bunun yanında İsrail’in kendine has şekilde modernize ettiği ‘Sufa’ olarak isimlendirilen I modeli ve Japonya’nın kendine has versiyonu ‘F-2’ bulunmaktadır. Bunlarında dışında F-16XL, F-16N, QF-16 vs. gibi başka versiyonaları da bulunmaktadır.
Türkiye’nin şu anki envanterinde F-4E ve F-16 savaş uçakları bulunuyor.
F-4E
1955-1974 arasında süren Vietnam Savaşı sırasında dünya çapında ünlenmiş ABD yapımı uçaklar olan F-4’ler, 1970’li yıllarda ilk kez 40 uçakla Türkiye’nin envanterine girdi. O dönem 10’dan fazla ülkenin kullanmaya başladığı avcı bombardıman F-4E uçaklarından 1980 yılına kadar 32 adet daha satın alındı.
1980’li yıllarda ikinci el 70 adet; 1991-1992 yıllarındaki Körfez Savaşı sırasında da 40 adet F-4E Phantom uçağı Türkiye’ye hibe edildi.
O dönem akıllı bomba kullanma ve havadan karaya güdümlü füzeleriyle bu uçakların, taarruz kabiliyetini büyük oranda artırdığı açıklandı.
Böylece Türkiye’nin envanterine 1990’lara gelindiğinde 182 adet F-4E savaş uçağı girmişti.
1997’de İsrail’le yapılan anlaşma kapsamında bu uçaklardan 54’ü, 2003’e kadar modernize edildi ve F-4E Terminatör 2020 adını aldı.
2. ve 3. nesil savaş uçakları olan F-4E’ler, zaman içinde çok sık kaza/kırıma uğradıkları ve gelişen teknolojiyi yakalayamadıkları eleştirileriyle kamuoyunda anılmaya başladı.

F-35’lerin aktif hizmete başlamasıyla birlikte 2020 yılında F-4E’lerin tamamını envanter dışı bırakma planları gündemdeydi. Ancak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden alınan pilotların büyük bir kısmının F-16 pilotu olması, F-35 projesinde de gecikmeler yaşanması sebebiyle F-4E’lerin aşama aşama emekli edilmesi planı yavaşlatıldı.
Şu an Türkiye’nin envanterindeki bir filo kadar, yani 30 civarı F-4E aktif olarak kullanılıyor.
F-35 projesinden de çıkarılan Ankara, şimdilik F-4E’leri envanterden çıkarma planını rafa kaldırdı.
Emekli edilen uçaklar ise üç şekilde değerlendiriliyor:
- Yedek parça için muhafaza ediliyor
- Anıt olarak ülkenin çeşitli bölgelerinde sergileniyor
- Makine Kimya Enstitüsü (MKE) hammadde sağlamak için eritiyor
Türkçe‘ye konuşan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, F-4 filosunun uçuş ömrü uzatıldığı için herhangi bir sıkıntı gözükmediğini söylüyor ve “Bu uçaklar için 2030’ları geçecek şekilde modernizasyon yapıldı. Her uçak ve malzeme, yeni bir uçak geldiğinde ve diğerlerinin işletme masrafları artmaya başlayınca devreden çıkartılır. Ama şu anda F-4’lerin kullanılmasına devam edilecek” diyor.
Bu uçaklar şu an Güney Kore, Japonya, Yunanistan ve İslam Devrimi öncesi satın alınanların güncellenmesiyle İran’da aktif olarak kullanılmaya devam ediyor
F-16
Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine 1987’de giren ve o zamanki adıyla Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) tarafından büyük oranda üretilmeye başlayan F-16’ların çeşitli modelleri var.
İlk modeli Blok 1 olan bu savaş uçaklarının en güncel modelleri Blok 70/72’ler.
Türkiye’nin aldığı ilk F-16’lar Blok 30 modeliydi.
1987-1995 arası 160 adet F-16, Türkiye’nin envanterine girdi. Bunların 8 adedi ABD’den satın alınırken 152’si TUSAŞ tarafından monte edildi.
1999’a kadar 80 adet F-16 daha envantere katıldı.
Böylece 2000’li yıllara girerken 12 filoluk F-16 adediyle Türk Hava Kuvvetleri’nin asıl gücünü F-16’lar oluşturmaya başladı.
ABD ile anlaşmalı olarak beş ülkenin ortak üretime katıldığı F-16’lar, TUSAŞ tarafından sadece Türk Hava Kuvvetleri için değil; diğer ülkelere satılmak üzere de üretildi.
Ancak 2000’li yıllarda bu kez F-16’lar da kaza/kırım haberleriyle anılmaya başladı. Teknolojik gelişmeleri yakalayabilmek ve gövde ömrünü uzatabilmek için modernizasyon ihtiyacı öncelik kazandı.
Lockheed Martin firmasıyla yapılan anlaşma kapsamında 30 adet F-16 daha 2012’de Türk Hava Kuvvetleri filosuna katıldı.
Bugün, kaza/kırıma uğrayanlar çıkarıldığında yaklaşık 250 kadar F-16 uçağı Türk Hava Kuvvetleri tarafından aktif olarak kullanılıyor. Uzmanlar, kullanım süreçleri, modernizasyon kapasiteleri anlık değiştiği için teknik olarak tam bir sayı vermenin mümkün olmadığını söylüyor.

F-16’larda modernizasyon çalışmaları
Lockheed Martin şirketinin “Fighting Falcon” yani “Savaşan Şahin” adını verdiği F-16’ların en yeni konfigürasyonu, Blok 70/72’ler.
Türkiye’deki en gelişmiş varyasyon ise Blok 50+’lar.
Tek motorlu avcı uçaklar olarak üretilmeye başlayan F-16’ların Blok 40 varyasyonunda önce gece görüşü geliştirildi, ardından taşıyabileceği silah çeşitliliği artırıldı; Blok 50’de gelişmiş füzeleri taşıma özelliği getirildi. Blok 50+’da ise radar özellikleri geliştirildi, taşıyabileceği yakıt miktarı artırıldı ve zırh eklendi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterindeki Blok 30 F-16’ların da 2035’e kadar F-35’lerin eklenmesiyle kademeli olarak emekli edilmesi planları gündeme gelmişti. Zira yeterli sayıda yeni uçak alındığında, eski model uçakların modernizasyonu ve kullanımı daha masraflı hale geliyor.
Ancak Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması sonrası modernizasyon çalışmaları bir kez daha öncelik kazandı.
2005’te ABD yönetimi ile Ankara arasında varılan mutabakat gereği Lockheed Martin ile 1,1 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma gereği, o tarihte Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. adını alan TUSAŞ ve ASELSAN, F-16’ların hem kabiliyetini artırmak hem de modernizasyon için çalışmalara başladı.
Uçak içinde kullanılan cihazların modernize edildiği ve silah sistemlerinin geliştirildiği bu çalışma kapsamında ilk deneme 2010’da 10 adet F-16’da denendi. Başarılı olunca 165 uçağa da seri modernizasyon uygulaması yapıldı.
Yani F-16’ların yarısından fazlası 2010’da yerli imkanlarla modernize edilmiş ve Blok 50+ seviyesine getirilmiş oldu.
Türkiye’nin elindeki yaklaşık 30 adet F-16 Blok 30 savaş uçağı, 8 bin saatlik uçuş süresini doldurmaya yaklaşınca, bunu 12 bin saate çıkaracak ve ömürlerini en az 2030’a kadar uzatacak bir modernizasyon ihtiyacı doğdu.
2016’da başlayan modernizasyon projesinin 2023’te tamamlanması planlanıyor.

Modernizasyon çalışmaları ihtiyacı karşılar mı?
Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kullandıkları savaş uçakları 2. nesil ve 3. nesilleri de barındırsa da artık çoğunlukla 4. nesil ve ara formül olarak bulunan 4+ nesilden oluşuyor.
Türkiye’nin envanterindeki F-4E’ler 2 ve 3. nesil olarak değerlendirilirken F-16’lar ise geliştirilmiş 3. nesil olarak değerlendiriliyor.
F-16’ların en gelişmiş varyasyonları 4 ve 4+ nesilden oluşuyor.
Türkiye’nin şu an satın almak istediği, 4. nesil sayılan F-16 Blok 70’lerde ise hız büyük oranda artırılırken her türlü hava koşulunda takip yeteneği geliştirildi.
Viper F-16’lar ise radarı nedeniyle 4+ kategorisinde değerlendirilebilir. Viper ve F-35’lerin radarları aynı, bu da Viper’lara seviye atlatıyor. Ancak F-35’lerin radarlarının görünmezlik ve sensör kabiliyeti de olduğu için 5. nesil sayılıyor.
F-16 Blok 70 Viper’lar, Türkiye’nin elindeki F-16’ların güncellenmesiyle ya da yeni ürün satın alınarak elde edilebiliyor.
Türkiye’nin elindeki uçakları modernize ederek üst seviyeye çıkarma isteği de, şu an NATO ülkelerinin yaptığı çalışmalarla eş zamanlı olarak ilerliyor.
ABD, 5. nesil savaş uçağı olan F-35’leri aktif olarak kullanmaya hazırlanırken aynı projedeki Türkiye’yi çıkarınca, Türkiye elinde modernizasyon bekleyen uçakların işte bu seviyeye uyumlu hale gelmesi için çalışmaya başladı.
Emekli pilot Karataş, uçakların modernize edildiği sürece yaşlarının önemli olmadığını, Türkiye’nin F-16 filolarının birçok ülkeden daha yeni olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin F-16 üretiminde hatasız üretimler ortaya çıkardığını; ABD’den sonra en fazla hatasız üretim yapan kuruluşun TUSAŞ olduğunu hatırlatan Karataş, “Türkiye’nin Yunanistan veya başka ülkeyle silahlanma yarışına girmesine gerek yok. İlave uçağa da ihtiyaç yok. Ama modernizasyona gelince; olması uygun olur. Uçakların modernizasyonu kitleri ABD’den satın alınsa da Türkiye’de yapılacak. Modernizasyon her zaman bir ihtiyaç ama ilave uçak olsa da olur, olmasa da olur. Mevcut sayı, yeni uçak almayı gerektirmiyor” yorumunu yapıyor.