SİDA nedir ne işe yarar ?
İnsansız deniz araçlarının asli görevi karasularımızı güvende tutmak olacak. Tekil ya da sürü halinde hareket edebilen bu araçlar düşman tespiti yapabilecek. Gerekli durumlarda ise müdahalede bulunacak. Bunu da üzerlerinde yer alan gelişmiş sensörler, iletişim teknolojileri ve silah sistemleri ile yapacak.
Saatte 80-90 km/s hızlara çıkabilen bu araçların menzili 550 kilometreye kadar ulaşıyor. Bu sayede olası hedeflere oldukça hızlı bir şekilde yaklaşıp üzerlerinde bulunan füzeler ile etkisiz hale getirebiliyor. Fakat gerçekçi olması adına şunu belirtelim, CİRİT, ÇAKIR ve UMTAS benzeri platformları kullanabilen bu araçların bir fırkateyn karşısında savaş alanında tek başına hiç şansı yok.
Öte yandan belirttiğimiz gibi önümüzdeki yıllarda sayısının yüzün üzerine çıkması ve sürü halinde kullanım özellikleri sayesinde Ege ve Akdeniz’de büyük işler başarabilir. Olası savaş durumunda öncül birlikler olarak yer alabilir ya da seyir halindeki bir geminin koruma görevini üstlenebilir. Ayrıca yalnızca tahribat gücü olarak düşünmemek gerekiyor. Bu araçlar istihbarat anlamında da oldukça önemli.
Ortalama 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip ve gelişmiş kompozit malzemeden üretilen SİDA; Keşif, Gözetleme ve İstihbarat, Su Üstü Harbi (SUH), Asimetrik Harp, Silahlı Eskort ve Kuvvet Koruma, Stratejik Tesis Güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya yüzer platformlardan kullanılabilecek.

Türkiye’nin İlk Silahlı İnsansız Deniz Aracı ULAQ, milli füze sistemleri üreticisi Roketsan ürünleri olan 4’lü podu ile 2,75″ Lazer Güdümlü Füze CİRİT ve 2’li lançeri ile Lazer Güdümlü Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi’yle (L-UMTAS) donatıldı.
8 km’lik menzili ile sınıfının lideri konumundaki CİRİT; kara ve deniz platformlarının yanı sıra helikopter, sabit kanatlı uçak ve insansız hava araçlarına (İHA) entegre edilebiliyor. Hassas güdümlü tanksavar füze sistemi L-UMTAS ise, 8 km’lik menzili, lazer güdüm yeteneği ve zırh delici tandem harp başlığı ile sabit ve hareketli kara ve deniz hedeflerine karşı etkin bir silah sistemi olarak öne çıkıyor. CİRİT ve L-UMTAS silah sistemleri, kara araçları, sabit platformlar ve deniz platformlarında da kullanılan Roketsan’ın stabilize taret sistemi ve gemi üstü ekipmanları ile birlikte ULAQ üzerinde yer alıyor. Deniz testlerinin tamamlanmasını müteakip, 2021 yılı ilk çeyreği sonunda atış testlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracı (SİDA) 11 metrelik ULAQ’ın prototipinin testler ve tatbikattaki başarısı sonrası bazı ülkelerden talepler üzerine yılda 50 adet üretimi için çalışmalara başlandı. SİDA Yunanistan’ın korkulu rüyası olacak.
SİDA’nın daha büyüğü ve üzerinde daha fazla silah sistemleri entegre edilebilecek üst segmentinin yapımı için de çalışıldığı belirtildi.
Türkiye savunma sanayisinin önemli firmalarından Ankara merkezli Meteksan ve Antalya merkezli Ares Tersanesi’nin, Türkiye’nin ilk SİDA’sı olan ULAQ projesini başarıyla tamamlamasının ardından, daha gelişmiş versiyonunun üretimine, Savunma Sanayii Başkanlığı envanteri için başlandı.
TATBİKATTA HEDEFİ 12’DEN VURMUŞTU
Ares Tersanesi İnsansız Sistemler Proje Yöneticisi Onur Yıldırım, ULAQ projesinin Türkiye savunma sanayisinin öncü firmalarından biri olan Meteksan Savunma ve Ares Tersanesi’nin kendi öz sermayeleriyle yaptığı bir proje olduğunu söyledi. Projenin 2018’in ikinci yarısından itibaren Ar- Ge ve tasarım çalışmalarıyla başladığını, 2020 yılında deniz ve saha test tecrübeleri aşamasına geçildiğini belirten Yıldırım, “2021 yılı Deniz Kurdu Tatbikatı’nda gemilerin arasında 5 kilometre uzaklıkta bir hedefe salvo şeklinde iki Cirit füzesi atarak, hedefi tam 12’den vurdu ve rüştünü ispatladı” dedi.

HEM UZAKTAN HEM OTONOM KONTROLÜ MÜMKÜN
Sonrasında bot üzerindeki L-Umtas/Cirit konfigürasyonuna sahip silah sisteminin sökülüp, yerine Koralp 12.7 mm stabilize silah sisteminin platforma entegre edildiğini anlatan Yıldırım, ocak ayında fiili atış testleriyle yapılan saha tecrübelerinin başarıyla tamamlandığını açıkladı. Yıldırım, “Bu noktada botumuzun özelliklerine bakacak olursak, prototip olarak ürettiğimiz botumuz 11 metre boyunda ve 35 knot deniz mili hızına sahip. Toplam 400 kilometre üzerinde seyir siası ve 200 kilometre üzerinde C band üzerinden kontrolü mümkün. Teknemiz sadece uzaktan kontrol edilebilir bir teknenin ötesinde otonom bir araçtır” diye konuştu.
ÜÇ HAREKAT KABİLİYETİ
Botun üç ayrı harekat şekline sahip olduğunu belirten Yıldırım, bunları şöyle sıraladı: “Bir, operatörün uzaktan fiili olarak kontrol ettiği (Mobil Sahil Kontrol İstasyonu) bir harekat icra edebilir. İki, uydu üzerinden, yani ufuk hattı dediğimiz hattın ötesinde harekat icra edebilir. Bu demektir ki, uydunun dünya üzerinde kapsadığı her noktada ben tekneyi kontrol edebilirim. Üçüncüsü de tamamen operatörden bağımsız, kendi algoritması ve kendi yazılımı içerisinde çözümleme yaparak denizde çatışmayı önleme tüzüğü kuralları çerçevesinde otonom şekilde denizde görev ve harekat icra edebilir. Bunu yaparken silah angajmanı haricindeki tüm sistemler otonom olarak devreye giriyor ve teknenin emniyetli bir şekilde seyir yapmasını sağlıyor.”
YENİ ULAQ’IN ÜRETİMİ BAŞLADI
ULAQ’ı bir ailenin ismi olarak anlatan Onur Yıldırım, “Prototip olarak ürettiğimiz bot su üstü harbi ve liman savunma görevlerini icra etmiş bir bot. Bunun devamında ihtiyaç makamlarının talepleri doğrultusunda alternatif bot üretimlerimiz devam ediyor. Şu anda Savunma Sanayii Başkanlığımızla imzaladığımız, prototip botumuzdan daha üstün özelliklere sahip bir botun inşası başladı. Akabinde şu anda yurt dışında dost ve müttefik ülkelerle, onların ihtiyaçları doğrultusundaki faydalı yükleri entegre ettiğimiz farklı platformlarla çalışmalarımız devam etmektedir. Bazı ülkelerden talepler üzerine yılda 50 adet üretim yapılabilecek kapasite oluşturuldu” dedi.
ÜZERİNDEKİ SİLAH YÜKÜ DAHA ÇOK OLACAK
Yeni ULAQ’ın üstün özelliklerinden bahseden Onur Yıldırım, “Prototip olarak ürettiğimiz botumuzun tabii ki limitlerinden dolayı entegre edilebilecek faydalı yük miktarı kısıtlı. Biz bu noktada modülerliği ön plana çıkartıyoruz. Örnek veriyorum; L-Umtas güdümlü füze sistemini çıkartıp onun yerine 12.7 mm uzaktan komutalı stabilize silah sistemi entegre edebiliyoruz. Ancak yeni üretilecek bot ebatsal anlamda mevcut prototipimizden daha büyük. Bu hem denizciliği ve performansını olumlu yönde etkilemekte hem de deplasman artmasından kaynaklı üzerinde entegre edilebilecek faydalı yük miktarı daha fazladır. Bu da aslında bir platform üzerinde birden fazla farklı özelliklere sahip silah yükü konuşlandırılarak, çok farklı görevleri aynı anda icra edebilecek kapasiteye sahip olması anlamına geliyor” diye konuştu.

ROKETSAN’ın imâl edeceği mini akıllı torpidosunun bir senaryo dahilinde şu şekilde kullanılması beklenmekte: Deniz arama tarama görevi için sürekli havada uçan İHA’lar ve onların suya bıraktığı Sonobuoy adlı sualtı takip radar şamandırasından alınan akustik veriler ile düşman denizaltılarının konumunu belirleyecek . Hedef belirlendikten sonra çok sayıda İDA, ULAQ, hızla bölgeye gidecek. Çok hafif torpido/mini akıllı torpidoları taşıyan insansız deniz araçları hedefine yaklaştıkları zaman torpidoları ateşleyecek. Mini torpidolar aynı zamanda SİHA’lardan da ateşlenecek. Bu şekilde bir operasyon yöntemiyle harekâtın devam etmesi için çok önemli bir faktör olan ‘maliyet etkin çözümün’ sağlanması hedefleniyor.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI İLHAM KAYNAĞI OLDU
Son kullanıcının talepleri doğrultusunda konfigüre edilebilecek şekilde bir altyapının mevcut olduğunu dile getiren Onur Yıldırım, şöyle devam etti:
“İnsansız deniz platformları su üstü, hava savunma ve denizaltı savunma harplerinde, asimetrik tehdit unsuru olarak veya elektronik harp olarak uygun faydalı yüklerle donatıldığı takdirde istenilen her türlü görevi icra edebilecek kabiliyete sahip. ULAQ projesinin Mavi Vatan için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İnsansız hava araçlarının yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda elde ettiği başarılar bizlere ilham kaynağı oldu. Bizler de aynı başarıyı üç tarafı denizlerle çevrili Mavi Vatan sınırlarımızda insansız deniz araçlarıyla elde edebileceğimizi düşünüyoruz. Özellikle son dönemlerde kıyı güvenliği ve Mavi Vatan’daki tehditleri düşündüğümüz zaman bu tarz insansız platformlar zorlu deniz koşullarının sebebiyet vereceği zafiyetlerin önüne geçecek ve kesintisiz görev yapabilmemize imkan sağlayacaktır.”
ULAQ özellikleri
- Boy: 11 m
- Sürat: 35 kts – 80 km/s
- Menzil: 215 deniz mili
- Iletişim menzili: 200 km
- Yararlı yük kapasitesi: 2 bin kilo
- Tabanca sistemi: UMTAS, ÇAKIR, L-UMTAS ve Cirit
- Öteki: SATCOM
- Otonom vazife
- Su Üstü Harbi
- Asimetrik Harp
- Sahil Güvenlik Görevleri
- Kıyı & Sahil Bölgelerinde Operasyon Kabiliyeti
- Uyuşturucu ve Kaçakçılık ile Savaşım
- Bulgu ve Müdahale
- Arama ve Kurtarma operasyonlarına destek
- Sınır Kontrolü
- HA, SİHA, TİHA ile ortak harekat
- Gündüz ve gece görüş sistemleri
SALVO özellikleri
- Tam boy: 14.79 m
- Genişlik: 3.83 m
- Draft: 0.75 m
- Maksimum hız: 50 kts – 90 km/s
- Seytir siası: 300 deniz mili
- Tekne malzemesi: Kompozit
- Tabanca sistemi: ROKETSAN Cirit & L-UMTAS / 12,7 mm makineli tüfek
- Öteki: SATCOM
- Otonom vazife
- Su Üstü Harbi
- Asimetrik Harp
- Sahil Güvenlik Görevleri
- Kıyı & Sahil Bölgelerinde Operasyon Kabiliyeti
- Uyuşturucu ve Kaçakçılık ile Savaşım
- Bulgu ve Müdahale
- Arama ve Kurtarma operasyonlarına destek
- Sınır Kontrolü
- HA, SİHA, TİHA ile ortak harekat