Suriye’ye olası operasyon ne zaman?

Suriye'ye olası operasyon ne zaman?

Suriye’de kara operasyonuna daha önce karşı çıkan ABD ve Rusya açısından bu sefer hangi dinamikler değişti ve operasyon her zamankinden daha olası hale geldi? Harekât Ankara-Şam ilişkilerini nasıl etkiler? Riskler ve sonuçlar ne olabilir?

2023 için öne çıkan en önemli iki başlığın Türkiye ile Esed rejimi arasındaki normalleşme süreci ve Türkiye’nin PKK/YPG’ye karşı muhtemel askeri operasyonu olduğu söylenebilir. Türkiye, Pençe-Kılıç Hava Harekatı sonrasında Suriye’ye yönelik kara harekatını da içeren askeri operasyon seçeneğini dillendirmeye başladı.

Suriye'ye olası operasyon ne zaman?
Suriye’ye olası operasyon ne zaman?

Çok iddialı bir giriş olacak ama birkaç kez gündeme gelen ve her seferinde son anda ertelenen bir operasyona her zamankinden daha yakınız. Elbette, bu bir öngörü ve yanılma payı mutlaka var. O nedenle, olmamış bir şeyin üzerine yazmanın riskini taşıyan bir analiz okuyacaksınız. Ancak hiç fark etmez, ister kısa süre içinde isterse uzun vadede Türkiye Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG terör örgütüne karşı yeni bir operasyon başlatacak. Çünkü, bölgesel dinamikler ve Suriye’deki iç faktörler, öyle bir noktaya geldi ki, Suriye’de krizin son ermesi için girilmesi gereken yeni aşamanın kapısı aralandı.

Suriye için 2022’inin geçmiş yıllara nazaran daha istikrarlı bir yıl olduğu söylenebilir ancak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın meydana getirdiği jeopolitik etki, Suriye’yi de derinden sarstı. Rusya’nın görece askeri güçlerini Suriye’den Ukrayna’ya kaydırması, İran’ın kendi iç işleriyle meşguliyetinin artması, Biden yönetiminin Suriye’ye olan ilgisizliği Türkiye’nin elini özellikle sahada güçlendirmiş durumda. Yine de çok aktörlü Suriye sahasında, tarafların büyük bir hamle yapmadığı görüldü.

2022, 5 Mart Mutabakatı’nın sağladığı ateşkes ile birlikte Suriye savaşında toprak değişiminin yaşanmadığı ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. Bahar Kalkanı Harekatı (BKH) ile Türkiye’nin rejim ile muhalifler arasında inşa ettiği askeri denge, bugün de geçerliliğini koruyor. Muhalifler Türkiye’nin desteğiyle mevcudiyetlerini korurken, Suriye rejimi ise özellikle ekonomik açıdan ciddi bir çöküş yaşıyor. PKK/YPG bölgelerinde ise ABD himayesi devam ederken, terör örgütü temelli tehditler devam etti. Türkiye’nin nüfuzu altında Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından kontrol edilen bölgelere PKK/YPG tarafından saldırılar, görece azalmış olmakla birlikte sürüyor, yine terörist unsurlar Türkiye içine sızarak İstanbul ve Mersin gibi şehirlerde terör eylemleri de gerçekleştirdiler.

2023 için öne çıkan en önemli iki başlığın Türkiye ile rejim arasındaki normalleşme süreci ile Türkiye’nin PKK/YPG’ye karşı muhtemel askeri operasyonu olduğu söylenebilir. Bunun yanında bir diğer konu olarak İdlib ateşkesi bağlamında HTŞ’nin Afrin hamlesi sayılabilir. Türkiye ile rejim arasında istihbarat seviyesinde devam eden görüşmeler, ileri bir seviyeye taşınmak isteniyor.

Suriye'ye olası operasyon ne zaman?
Suriye’ye olası operasyon ne zaman?

Öte yandan Türkiye, Irak ve Suriye’yi kapsayacak şekilde gerçekleştirdiği Pençe-Kılıç Hava Harekatı sonrasında Suriye’ye yönelik kara harekatını da içeren askeri operasyon seçeneğini dillendirmeye başladı. Haziran’da SMO içerisinde çatışmalara taraf olan ve Cinderes’e giren HTŞ, Ekim’de de Afrin’e girerek şehirde kontrol sağladı. HTŞ’nin büyük ölçüde geri çekilmesiyle sorun şimdilik çözüldü. Ancak gelecekte HTŞ’nin tekrar geri dönebilmesinin önünde belirgin bir engel bulunmuyor.

Rusya açısından değişkenler

Rusya, çabuk ve kesin zaferle bitirebileceğine inanarak açtığı bir savaşın 9. ayında askerî anlamda istediğini bulamadı. Hatta ABD’nin başını çektiği Batılı devletlerin büyük desteğiyle Ukrayna güçleri karşısında birçok kritik bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

Bu durum, Rusya’nın Suriye’den askerlerinin ve askerî üstünlüğünün belkemiğini oluşturan hava unsurlarının önemli bir kısmı çekmesine neden oldu. Rusya’nın doğrudan askerî varlığı bulunan yerlerin çoğu birkaç ay önce boşaltıldı. Bu yerlerdeki boşluğu doğrudan ya da dolaylı olarak İran’a bağlı milis grupları veya Suriye Ordusu içinde İran’ın etkisinin büyük olduğu birimler doldurdu.

Ukrayna Savaşı’nın Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı üzerindeki etkisi öylesine hissediliyor ki; İdlib’de, kuzey Suriye’de veya doğu çöllerinde zaman zaman gerçekleştirdiği hava akınları dışında Rusya’nın askerî varlığını görmek son derece nadir bir durum haline geldi. Özetle, Rusya’nın Suriye’deki varlığının azalması bir boşluk doğmasına neden olmaya başladı. Bu boşluk daha da derinleşebilir, ancak onu biraz daha aşağıda anlatacağım.

Elbette, Ukrayna Savaşı’nın Türk-Rus ilişkilerine tek etkisi sahadaki askerî dengelerle sınırlı kalmadı. İki ülke ilişkilerindeki ekonomik alanda yoğunlaşma karşılıklı olarak birbirine duyulan ihtiyacı artırdı. Ekonomik sorunlarla boğuşan Türkiye Rusya’yla ekonomik ilişkilerin derinleşmesine ihtiyaç duyuyor, NATO’da büyük bir çatlak açmaya çalışan Rusya da Türkiye’ye uzun vadede büyük getiriler sağlayabilecek tekliflerle geliyor. Doğal gaz konusundaki teklifler ve nükleer enerji tartışmaları şimdilik bu tekliflerin görünen yüzleri. Yani, Rusya’nın, Türkiye’yi Suriye’de durdurarak bir şeyler elde edeceği dönem kapanmışa benziyor. Yeni işbirliği, yeni hamlelere ihtiyaç duyuyor.

Türkiye’nin Muhtemel Suriye Operasyonu

BKH’nin İdlib sahasında sağladığı denge, 2023’te Suriye’de muhtemel askeri hareketliliğin daha ziyade Türkiye/SMO ile PKK/YPG arasında olabileceğini göstermektedir. BKH’den bu yana Suriye sahasında toprak değişiminin yaşanabilmesi, Türkiye’nin PKK/YPG’ye karşı askeri operasyon kararı almasıyla gerçekleşebilirdi.

Türkiye’nin Muhtemel Suriye Operasyonu
Türkiye’nin Muhtemel Suriye Operasyonu

Türkiye, 2021’den bu yana da söz konusu seçeneği sürekli dillendirdi. İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen terör eyleminin ardından Türkiye’nin düzenlediği Pençe-Kılıç Hava Harekatı, kara harekatının habercisi olarak algılandı. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu doğrultuda açıklamalar yaptı. Daha da ileri giderek, ilk olarak hedef bölgelerin Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el Arab olduğunu ifade etti. Geçtiğimiz Haziran’da ise Tel Rıfat ve Münbiç olduğunu belirtmişti.

23 Kasım’da gerçekleşen açıklamaların ardından bir ay gibi bir süre geçmesine rağmen Türkiye ile Rusya arasında görüşmeler sürüyor. Öte yandan Rusya PKK/YPG’yi Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el Arab gibi bölgeleri rejime bırakması yönünde ikna etmeye çalışıyor. Ancak sonuç alamadığı da biliniyor. ABD ise askeri operasyona tamamen karşı çıkıyor, geçmişte olduğu gibi. Ancak Tel Rıfat bölgesi burada ayrışıyor. Çünkü ABD, resmi olarak o bölgenin SDG’ye bağlı olmadığı görüşünde. Buna karşı Münbiç ve Ayn el Arab ise 2019’da yapılan mutabakata göre, Türkiye’nin operasyon gerçekleştirmesi halinde ABD’nin yaptırım bölgeleri arasında yer alıyor.

Diğer yandan Rusya ise Türkiye için operasyon alanı olarak Ayn el Arab’ı (Kobani) gösteriyor. Nitekim Rusya’ya göre Tel Rıfat ve Münbiç rejim kontrolünde. Keza Rusya Savunma Bakanlığı da haritalarında söz konusu bölgeleri bu şekliyle tanımlıyor. Ayn el Arab (Kobani), Barış Pınarı Harekatı ile Fırat Kalkanı Harekatı bölgeleri birleştirmek, Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine taşınması, PKK için sembolik ve psikolojik önemi bakımından öne çıkıyor. Ancak Ayn el Arab’a yönelik operasyon, ABD’nin yaptırım tehdidi gibi riskleri içerisinde barındırıyor. Bu nedenle ilk etap için Tel Rıfat dillendiriliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir