ABD merkezli dergi Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasını istedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
NATO'ya girmek için başvuruda bulunan İsveç ve Finlandiya'ya, terör örgütlerine açıkça destek vermelerinden dolayı kapıyı net bir şekilde kapattı. Birçok ülke arabuluculuk ve ikna için harekete geçse de ABD'den küstah bir çıkış geldi. National Review isimli dergi, "Türkiye'yi NATO'dan atma vakti" başlıklı bir yazı yayımladı. Küstah yazıda, "İsveç ve Finlandiya'yı barındıran ancak Türkiye'yi dışlayan bir
NATO, Türkiye'yi içeren ancak İsveç ve Finlandiya'yı dışarıda tutan bir
NATO'ya tercih edilir." şeklindeki görüş savunuldu.
"Türkiye'yi NATO'dan çıkaralım" çağrısı yaptılar
Ankara, her iki ülkeden de terörle aralarına net çizgiler çekmesini isterken,
ABD merkezli National Review dergisinde dikkat çeken bir yazı yayınlandı. "
Türkiye'yi NATO'dan atma vakti" başlıklı yazıda, askeri ittifakın ikinci büyük ordusuyla ilgili karalama kampanyası başlatıldı.
"Türkiye'yi NATO'dan çıkaralım" çağrısı yaptılar
"İsveç ve Finlandiya'yı barındıran"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile
"açık sözlü olunması gerektiği" belirtilerek, "
İsveç ve Finlandiya'yı barındıran ancak Türkiye'yi dışlayan bir NATO, Türkiye'yi içeren ancak İsveç ve Finlandiya'yı dışarıda tutan bir NATO'ya tercih edilir." şeklindeki görüş savunuldu.
Alman Gazetesi, Türkiye’yi NATO’dan atmakla tehdit etti. İşte şok gelişmenin ayrıntıları; Alman basınında önemli bir yere sahip olan Stuttgarter Zeitung Gazetesi, Türkiye ile ilgili skandal ifadeler kullandı. Stuttgarter Zeitung gazetesi, Türkiye’ye gerektiği tepkinin verilmediğini ileri sürdü ve “Erdoğan'ın anlayabileceği tek dil Türkiyesiz NATO olabilir” dedi. TSK’nın Afrin’de ki terör mensuplarına yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nın etkileri, Alman medyasında tartışılmaya devam ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de terör örgütü
PKK’nın Suriye kolu YPG’ye yönelik operasyonu Alman basının tarafından skandal bir dille eleştirildi. Stuttgarter Zeitung Gazetesi, Türkiye’ye gerektiği tepkinin verilmediğini iddia ederek, “Erdoğan'ın anlayabileceği tek dil Türkiyesiz NATO olabilir” dedi. Mannheimer Morgen Gazetesi ise Almanya’daki PKK saldırılarına dikkat çekerek, “PKK, anlaşmazlığı milyonlarca Türk ve Kürt'ün yaşadığı bir ülkeye ihraç ediyor” dedi.
Stuttgarter Zeitung gazetesinin Afrin harekâtını konu alan yorumunda Türkiye'nin devletler hukukunu ihlal ettiği görüşüne yer veriliyor: "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iki ay önce emrini verdiği ‘Zeytin Dalı' harekâtı devletler hukukunun ihlali anlamına geldiği gibi, NATO'nun bir değerler topluluğu olduğunu dillerinden düşürmeyenlerin suratına indirilmiş bir tokattır da. Batılı ittifakın liderleri ne bir NATO üyesinin bir başka ülkeye girmesini kınadılar, ne de silah arkadaşlarına Suriye harekâtı nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüler. Oysa NATO'nun sesini yükseltmesi ve sadece ‘Reis'lerine itaat eden 600 bin askeriyle birlikte Erdoğan'ın ittifaktan atılmasını tartışması gerekirdi. Erdoğan'ın anlayabileceği tek dil Türkiyesiz NATO olabilir.”
Rheinpfalz gazetesi Afrin harekâtının Türkiye'deki eylemlerin artmasına yol açabileceğine dikkat çekiyor: "Washington yönetimi, Türkiye'nin aldığı kararların, en önemli hedefi olarak açıkladığı IŞİD'in bertaraf edilmesini tehlikeye soktuğunu düşünüyor. Kongre üyeleri tarafından Türkiye'ye yaptırım uygulanması talep ediliyor. Afrin'in işgali Türkiye'deki artan milliyetçilik duygularıyla onaylanıyor gibi görünse de Erdoğan'ın stratejisi Türkiye'nin iç güvenliği açısından da risk doğuruyor. PKK, YPG'nin Afrin'de yenik düşmesi ve Nevruz bayramı dolayısıyla Kürtlere eylem çağrısında bulundu. Bu da anlaşmazlığın yeniden Türkiye'ye döneceği anlamına geliyor.”
Mannheimer Morgen gazetesi Afrin harekâtı nedeniyle yaşanan gerginliğin Almanya'ya da sıçramış olmasına değiniyor: "Erdoğan ABD ile anlaşmazlığa düşerken, kimyasal silah kullanmaktan bile çekinmeyen Beşar Esad'ı devirme hedefini unutmuşa benziyor. Erdoğan, Esad ve Putin korku, dehşet ve ölüm saçan bir amaç ittifakı kurmuş gibiler. Erdoğan ortaklarının onayıyla Kürtlere saldırıyor, Esad ise Doğu Guta'da okul bombalamaktan bile çekinmeyen Rus hava kuvvetleri sayesinde iktidarını koruyor. Bu saldırıda 16 çocuk ölmüştü. Kremlin lideri de Rusya'nın Ortadoğu'daki çıkarlarını merhametsizce kollayabiliyor. Ancak terör Suriye sınırında sona ermiyor. Almanya'daki Türk kuruluşlarına yapılan saldırıların artması da tesadüf olamaz. PKK, anlaşmazlığı milyonlarca Türk ve Kürt'ün yaşadığı bir ülkeye ihraç ediyor.”
Türkiye’yi NATO’dan çıkarabilirler mi?
Önce Washington Post, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, FETÖcüler görevlerinden uzaklaştırılır, darbeciler tutuklanırken “Türkiye'nin darbe sonrası uygulamalarında demokratik ilkeleri ve hukukun üstünlüğünü terk etmesi durumunda NATO üyeliğinin tehlikeye girebileceğini" söylediğini aktardı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce ABD Dış İşleri'nden yalanlama geldi. Ardından New York Times, Türkiye'nin Fethullah Gülen'in iadesi yönündeki baskıları artırması üzerine “Türkiye'nin yeni anti-Amerikancılığı" başlıklı başyazısında salt Ankara'yı değil tüm Türk halkını uyarma hakkını kendinde bulup bu durum “NATO için büyük bir risk teşkil ediyor" dedi. Bunun gerçeği yansıtmadığını açıklamak NATO'ya düştü.
Türkiye’yi NATO’dan çıkarabilirler mi? ABD, İngiltere ve Fransa'nın başını çektiği 12 ülke tarafından 1949 yılında kurulan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü, yani NATO'ya, Türkiye, Yunanistan'la beraber, Almanya, İspanya gibi Avrupa ülkelerinden bile önce 1952'de katılmış ve NATO'nun ilk genişleme adımındaki iki katılımcıdan biri olmuştu. Bugün hala NATO'nun en doğu ucundaki kilit ülke olma pozisyonunu sürdüren Türkiye'nin üyeliği, İncirlik üssünün inşasının tamamlanması ve ortak kullanımı için anlaşma imzalanmasıyla doğrudan alakalı. Yani yakın zamana kadar İncirlik NATO, NATO da İncirlik, biri olmazsa öteki de olmaz demekti. Hatta bu nedenle, ABD'nin artık hepimizin farkında olduğu gibi, Suriye'de bir PYD devleti ve bir askeri üs kurma faaliyetleri, Türkiye'ye ve İncirlik'e alternatif bulma hamlesi olarak değerlendirildi. Bu okuma haklı ama eksikti, zira Suriye'de bir Amerikan müttefiki ve askeri üssü, ancak Irak ya da Kuzey Irak etkisi ve niteliğinde olabilir. 2000li yıllarda eski Varşova Paktı üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya katılımı ve 2010'da Lizbon'da düzenlenen NATO zirvesinde belirlenen yeni yol haritası, bu denklemin daha karmaşık olduğunu görmemizi sağlayabilir. NATO'nun terör gibi yeni küresel tehditlere cevap verememesi nedeniyle yeni bir stratejik konsept belirlemesi şeklinde nitelenen Lizbon zirvesi iki açıdan önemliydi. Birincisi, bu doğrultuda kurulacak NATO Füze Kalkanı'nın ayaklarından biri Türkiye olacaktı. İkincisi kalkanın, İran ve Suriye gibi ülkelere de karşı kurulduğu da başlangıçta açıkça söylenmekteydi. Bu haliyle, Türkiye'nin Suriye ve İran'la gerilim yaşaması muhtemeldi ve böyle olması isteniyor gibiydi. Türkiye'nin direnci sonucu “İran, Suriye ya da Orta Doğu'dan gelecek füze saldırılarına karşı" ifadesi Füze Kalkanı Projesine konmadı ama neyin ne olduğu herkesçe biliniyordu. Öte yandan, Rusya'yla stratejik işbirliği ve 'işbirlikçi güvenlik' bakımından geçmişte olduğundan öte yakınlık kurulurken, Füze Kalkanı'nın en başta Rusya'ya karşı kurulduğu malumdu.
Türkiye’yi NATO’dan çıkarabilirler mi? 2018'de tamamlanması planlanan, Mayıs ayında Romanya ayağı tamamlanan ve Polonya ayağının inşasına başlanan Füze Kalkanı'nın erken uyarı ve izleme radarı Malatya, Kürecik'te bulunuyor. Şimdi Türkiye'nin NATO üyeliği sonlandırıldığını düşünelim, NATO'nun yeni Stratejik Konsepti'nin odağında bulunan bu Füze Kalkanı'na ne olacak? Erken uyarı ve izleme sistemlerini başka bir lokasyona taşımak o kadar kolay bir iş mi? Hadi bir şekilde sistem onca maliyete rağmen revize edildi diyelim, jeostratejik pozisyonu nedeniyle tercih edilen Türkiye'nin yerine, Kalkan'ın kurulma nedeni olarak ortaya sürdükleri tehdit olan İran mı, Suriye mi, ya da kim tercih edilecek? Öt yandan, Füze Kalkanı'nda sona yaklaşılırken atılan her adımı 'Savaş ilanı' olarak niteleyen Rusya'nın Türkiye'nin NATO üyeliğinin sonlanması durumunda 40 gün 40 gece bayram ilan edeceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Şöyle söyleyelim, Rusya bu sonuçtan o kadar memnun olur ki, Putin Şam'ı Türkiye'ye hediye olarak vermeyi bile düşünebilir. Kendilerini sürekli tehdit olarak niteleyen NATO'nun en kritik üyelerinden birinin, bu şekilde Örgüt dışında bırakılması Çin'i de fazlasıyla memnun eder ve 'tek kutuplu dünya kabul edilemez" misyonunu taşımakla beraber bugüne kadar potansiyeli oranında bir güce ulaşamayan Şangay Beşlisi Türkiye'nin katılması ihtimaliyle bu kez NATO için gerçek bir tehdit haline gelir. Dahası, Türkiye'nin NATO'dan kopması, Karadeniz'e kıyısı olan ülkeleri ve Doğu Avrupa'yı ciddi anlamda paniğe sevk edecektir. Karadeniz'deki varlığını artırmaya çalışan NATO gemileri için işler Montrö boğazlar sözleşmesi ve benzeri nedenlerle çok zor hale gelecektir. Yani Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak, NATO içi panik ve çatışmalara, tehdit görülen ülkelerin daha da büyüyüp güçlenmesine ve yıllardır yapılan yatırımların çöp olmasına neden olacaktır. Amerikalılar bu tehditleri savurup dursa da burada bazılarını sıraladığım aleyhte durumların herhalde farkındadır. Zaten tam da bu yüzden ABD Türkiye'yi NATO'dan çıkarıp kurtulamıyor, sürekli dönüştürmeye çabalıyor. Özetle Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak o kadar kolay değil. Bunu bugün onlar kadar biz de biliyoruz, zira Türk medyası ve akademisyenleri de artık sadece ABD çıkarlarına göre yazıp çizenlerden ibaret değil. Bu nedenle ABD liderliğindeki Batı'nın Türkiye'yi NATO'dan atma tehditleri sadece bir blöf olarak kalacak. Ama şurası kesin, Erdoğan'dan kurtulmak için başka yolları denemeye devam edecekler. Mücadele henüz bitmedi, açıktan oynanmaya daha yeni başlanıyor.
Türkiye'yi NATO'dan atarak İsrail ve Güney Kıbrıs'ı alacaklar! ABD'nin Yunanistan planı
Türk DEGS Başkanı müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, ABD'nin önce Yunanistan'ı Türkiye ile savaşa sokacağını, sonrasında Türkiye'yi NATO'dan attıracağını, sürecin sonunda ise İttifak'a İsrail ve Güney Kıbrıs'ın dahil edileceğini söyledi.
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Yunan topraklarına yoğun biçimde askeri yığınak yapan ABD'nin 'NATO' planına dikkat çekti. Washington'un Atina'ya dikte edeceği bir sonraki hamlenin 'karasularını artırma' adımı olacağını söyleyen Yaycı, Türkiye için savaş nedeni olacak böyle bir adım sonrası iki ülke arasında silahlı çatışma yaşanacağını, sonrasında ise 'kriz çıkaran ülke' olarak suçlanacak Türkiye'nin NATO'dan atılacağını kaydetti.
Türkiye'yi NATO'dan atarak İsrail ve Güney Kıbrıs'ı alacaklar! ABD'nin Yunanistan planı
NATO BÜTÜN HALDE TÜRKİYE'YE SALDIRACAK
"Yunanistan karasularını artıracak, biz askeri tedbir uygulayacağız. Böylece NATO üyesi bir devlet diğer bir NATO üyesi devlete saldırmış olacak. Senaryoları bu... O yüzden şimdiden ve iş işten geçmeden Yunanistan’ın muhtemel hamlesi engellenmeli. Ne olacak biliyor musunuz? NATO üyesi bir devlete saldıran NATO üyesi bir devlet olarak NATO’ya kurşun sıkmış pozisyonuna düşeceğiz. Böylece bizi NATO’dan çıkaracaklar. O zaman ne olacak, onu da söyleyeyim."
HÂLÂ SEVR İDEALİNDEN VAZGEÇMEDİLER
"15 Eylül’den sonra Yunanistan karasularını artırmaya kalkacak. Bu tehlikeyi görüyorum ve uyarıyorum. Adalar Denizi’ndeki statünün Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile değil, Lozan Anlaşması ile oluşturulduğunu ve karasularının 3 mil olması gerektiğini savunmamız gerektiğini söylüyorum.
Batılı büyük devletlerin Türkiye üzerindeki bitmek bilmeyen emelleri var. Bunun yakın dönemdeki en önemli örneği Millî Mücadele ile önlendi. Buna rağmen hâlâ Sevr hayata geçirilmek isteniyor. Bu proje doğrultusunda İstanbul bir ekümenik devlete dönüştürülmek isteniyor. Yani Ortodoks Cumhuriyeti.. Yunanistan Türkiye'den toprak koparma idealinden hiç vazgeçmedi." "Bazıları diyor ki; Yunanistan aslında kötü bir devlet değil ama büyük güçler onu tarik ve teşvik ediyor. Hâlbuki durum böyle değil, zira Yunanistan’ın Türkiye karşıtı istekleri her zaman vardı. Yunanistan’ın bu isteklerini gerçekleştirecek gücü yoktu fakat. Kapasitesinin üzerinde hedefleri olan bir devletten bahsediyoruz. Kapasitesinin üzerinde emelleri olan bir devlet ne yapar? Büyük devletlerin desteğini almaya çalışır."