Milli Muharip Uçak’ta kullanılacak F110 Turbofan Motoru, ABD tarafından Türkiye’ye teslim edildi. Teslim edilen motor, MMU prototipinde kullanılacak. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref CAN, 9. Hava ve Aviyonik Sistemleri Semineri esnasında önemli açıklamalarda bulundu. CAN, TUSAŞ tarafından geliştirilen ve 18 Mart 2023 tarihinde hangardan çıkış yapması planlanan Milli Muharip Uçak’ın prototipinde kullanılacak F-110 motorunun, Türkiye’ye teslim edildiğini açıkladı. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Milli Muharip Uçak'ta ilk etapta ABD'li motor sonrasında yerli motor kullanılacağını ve 2030'da teslim edileceğini açıkladı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Enerji Teknolojileri Enstitüsü tarafından düzenlenen Uluslararası Havacılık Teknolojileri İtki Sistemi Kongresi’nde Milli Muharip Uçak hakkında açıklamalarda bulundu. Milli Muharip Uçak’ta ilk etapta Amerika’dan temin edilecek motorun kullanılacağını belirten Kotil, özgün ve yerli motorun 2030 yılı gelmeden kullanılacağını açıkladı. Kotil, ABD’den temin edilecek motorun adını açıklamadı ancak General Electric F110 motorunun kullanılması bekleniyor.
MMU motoru için İngiliz devi Rolls Royce'a ortak oldular f 100 motoru 2030'da teslim edilecek Kotil, uçağın ilk bloklarının 2028'de teslim edileceğini dile getirerek, "2030'da inşallah F-35 ayarında bir uçağı Hava Kuvvetlerimize ve dost ülkelere teslim edeceğiz." diye konuştu. Daha önceki açıklamalarda Milli Muharip Uçak’ın 18 Mart 2023'te hangardan çıkacağı ifade edilmişti. Milli Muharip Uçak için en zorlu aşama olan motor tedarikinin başarıyla gerçekleştirilmesi açısından kritik öneme sahip. Şu ana kadar kaç adet F110 motorunun teslim edildiği bilinmezken, test faaliyetleri için 10 adet motorun tedarik edileceği bilgisi mevcut. TUSAŞ tarafından 3 adet MMU Blok 0 ve 1 adet de MMU Blok I prototipinin üretileceği biliniyor. TUSAŞ tarafından tedariki planlanan 10 adet F110 motorunun 8 adedinin bu prototiplerde (uçak başı iki motor) kullanılacağı, geri kalan 2 adet motorun ise yedek amaçlı tedarik edileceği biliniyor. Seri üretime MMU’larda ise Türkiye’nin özgün olarak geliştireceği turbofan motorun kullanılması hedefleniyor. Bu amaçla Türk Kale Arge firması ile İngiliz Rolls-Royce firması, çeşitli ortak çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Mayıs ayı içerisinde de Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail DEMİR’in liderlik ettiği bir heyet, bu amaçla Rolls-Royce’u ziyare etmişti.
F110 motorunun avantaj ve dezavantajları
Avantajları bu şekilde. ancak dezavantajları da var. Şimdi de dezavantajlarını yazalım:
En büyük dezavantaj motorun ABD üretimi olması. Şimdiye kadar bizlere ne kadar zorluklar çıkardığını unutmamak lazım.
Motorların hacimli motorlar olması performans konusunda her ne kadar avantaj şeklinde yorumlansa da en nihayetinde bu aletlerinde bir ağırlığının olduğunu düşünürsek, kapladıkları alanlar olduğunu düşünürsek uçağın tasarımının negatif yönde etkilenme ve değişme ihtimali de azımsanmayacak kadar fazla seviyede var. Yani tercih edilen motorlar belki bizim tahmin ettiğimiz kadar performans sağlamayabilir. Uçağın tasarımını olumsuz anlamda etkileyebilir ve yine bir performans kaybına yol açabilir. Gövde tasarımının büyümesi şuan burada aklımıza gelmeyen başka sorunlara yol açabilir. örnek ani manevra dönüşleri alçalma ve yükselme dog fight vb.
En nihayetinde eski teknoloji temelli olan bu motorlar her ne kadar güncellenmiş olsalar da 5. nesil uçaklarda bulunması gereken düşük radar kesit alanına sahip nozzle (egzoz) teknolojisiyle uzaktan yakından alakaları olmaz. Bir ihtimal üzerine çalışmalar yapılır belki fakat bunun da ne kadar etkili olacağı yine tartışma konusu olur. 5. nesil uçakların ana etmenlerinden biri olan radarda düşük görünürlük kabiliyeti bu motorlar ve onların nozzlelarından kaynaklı olarak negatif yönde etkilenecektir. Yani bu motorlar havada yüksek ses ve ısı yaydığından uçağı görünür hale getirecektir.
MMU'unun ilk F110 motorları teslim edildi
MMU'unun ilk F110 motorları teslim edildi MMU Teknik Özellikleri -Kanat Açıklığı: 14 m -Uzunluk: 21 m (69 ft) -Yükseklik: 6 m (20 ft) -İtki: 2 x 29.000 lb -Azami Hız: 1,8 Mach (40.000 ft) -Servis Tavanı: 55.000 ft --Servis Tavanı: 55.000 ft MMU Sistem Özellikleri -Yüksek Durumsal Farkındalık -Optimize Edilmiş Pilot İş Yükü -Muharebe Hasar Tespiti -Yeni Nesil Görev Sistemleri -Diğer Unsurlarla Müşterek Çalışılabilirlik -Düşük Görünürlük ve Kızılötesi İz -Sensör ve Veri Füzyonu Destekli Atış Kontrol Sistemi ile Hassas Vuruş -Kısa Dönüş Süresi -Kolay Bakım -Sürdürülebilir Yaşam Döngüsü Desteği -Uygun Maliyetli Yaşam Döngüsü Desteği -Dahili Silah Yuvası -Supercruise Kabiliyeti
TF-X için seçilen F110 motorunun avantaj ve dezavantajları
F110 olarak isimlendirilen bu motorların tabii ki farklı versiyonları mevcut. TF-X’de kullanılması düşünülen motorlar ise 29.000 lbf ila 32.500 lbf (13 ton – 14.7 Ton) arasında bir itki kuvveti ürettiği söyleniyor. Bu da çift motor olarak kullanıldığı takdirde uçağın performansının yüksek olacağı anlamına gelebilir. MMU için yine de etkili motor olmayacağını belirtmek isterim F-16’dan bildiğimiz kadarıyla bu motorlar boyut olarak da büyük hacme sahip motorlar. Dolayısıyla TF-X’in de büyük gövdeli bir uçak olacağını, buna da bağlı olarak menzil ve harekat yarıçapı gibi değerlerin artabileceğini, mühimmat konusunda daha avantajlı hale gelebileceğini söyleyebiliriz.Avantajları bu şekilde. ancak dezavantajları da var. Şimdi de dezavantajlarını yazalım:
En büyük dezavantaj motorun ABD üretimi olması. Şimdiye kadar bizlere ne kadar zorluklar çıkardığını unutmamak lazım.
Motorların hacimli motorlar olması performans konusunda her ne kadar avantaj şeklinde yorumlansa da en nihayetinde bu aletlerinde bir ağırlığının olduğunu düşünürsek, kapladıkları alanlar olduğunu düşünürsek uçağın tasarımının negatif yönde etkilenme ve değişme ihtimali de azımsanmayacak kadar fazla seviyede var. Yani tercih edilen motorlar belki bizim tahmin ettiğimiz kadar performans sağlamayabilir. Uçağın tasarımını olumsuz anlamda etkileyebilir ve yine bir performans kaybına yol açabilir. Gövde tasarımının büyümesi şuan burada aklımıza gelmeyen başka sorunlara yol açabilir. örnek ani manevra dönüşleri alçalma ve yükselme dog fight vb.
En nihayetinde eski teknoloji temelli olan bu motorlar her ne kadar güncellenmiş olsalar da 5. nesil uçaklarda bulunması gereken düşük radar kesit alanına sahip nozzle (egzoz) teknolojisiyle uzaktan yakından alakaları olmaz. Bir ihtimal üzerine çalışmalar yapılır belki fakat bunun da ne kadar etkili olacağı yine tartışma konusu olur. 5. nesil uçakların ana etmenlerinden biri olan radarda düşük görünürlük kabiliyeti bu motorlar ve onların nozzlelarından kaynaklı olarak negatif yönde etkilenecektir. Yani bu motorlar havada yüksek ses ve ısı yaydığından uçağı görünür hale getirecektir.