Akkuyu Nükleer Santrali’ni ana hissedarı Rosatom, inşaat işlerini 2019’dan bu yana Rus bir ortakla yürüten IC İçtaş İnşaat’ın “işin kalitesini ve zamanlamasını etkileyen çok sayıda ihlal” yaptığını, bu yüzden de şirket ile sözleşmenin feshedildiğini açıkladı.
Rosatom tarafından yapılan yazılı açıklamada, müteahhitlik işlerinin tamamen Rus ortaklardan oluşan TSM Enerji İnşaat şirketine devredildiği belirtilerek, tüm yüklenici şirketlerden santralin 2023 yılında açılması için elinden geleni yapması istendi.
Rosatom’un iştiraki Akkuyu Nükleer şirketi, geçen hafta müteahhitlik işlerini yapan Titan-2 ile IC İçtaş İnşaat ortaklığındaki şirketin sözleşmesini feshederek müteahhitlik işlerini tamamen Rus ortaklardan oluşan TSM Enerji İnşaat şirketine devretti.
Sözleşme iptalinin nedenlerine dair ilk açıklamayı 5 Ağustos’ta yapan Rosatom, IC İçtaş’ın projenin kalitesini ve teslim süresini etkileyen “sözleşme ihlalleri” yaptığını belirtti.

Bunun ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve yüklenici Titan 2-IC İçtaş konsorsiyumu arasındaki ihtilafın çözümü için gerekli girişimlerde bulunulduğunu duyurmuştu.
“Türkiye’nin en büyük projesi” olarak nitelendirilen santraldeki ihtilafla ilgili Bakanlık açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Bu süreçte Bakanlığımız tarafların arasındaki ihtilafın çözümü için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Önceliğimiz, projenin başından bu yana inşaat sahasında hizmet veren bütün yüklenicilerin ve çalışanların aleyhine bir mağduriyet oluşmaması ve projenin zamanında devreye alınmasıdır. Daha önce olduğu gibi, yine bu çerçevede girişimlerimiz sorunların çözümü için devam etmektedir. Taraflara da böyle bir projede daha sağduyulu ve yapıcı bir görev düştüğünü bir kez daha hatırlatmak isteriz.”
Fesih kararının ardından IC İçtaş, fesih girişiminin uluslararası hukuka ve Türkiye Cumhuriyeti Hukuku’na aykırı olduğu belirtti ve “projenin yönetim kadrolarında yer alan 3 bine yakın Türk personeli ve bu kadronun yönetiminde çalışan yüzde 93’ü Türk 25 bin kişilik” çalışan kadrosunun “tasfiye edildiğini” söyledi.
Şirket bu girişimi “Türk şirketlerini sadece standart inşaat işleri yapan alt taşeron seviyesine indirgemeye çalışmak” olarak nitelendirdi.
ERDOĞAN’A ‘HER ŞEYİ YAPTIĞINI GÖRMEK İSTİYORUZ’ TELEFONU
IC İçtaş İnşaat, sözleşmesinin iptali üzerine hukuki süreç başlattığını ve santralin tamamlanmasının gecikebileceğini açıklamıştı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme öncesinde yazılı açıklamada bulunan Rosatom Genel Müdürü Alexey Likhachev, santralin açılış tarihinin Rosatom için önemine dikkat çekerek santral için çalışan tüm şirketlerin, “2023’te ilk ünitenin inşasının tamamlanması hedefine ulaşılmasına katkıda bulunmak için mümkün olan her şeyi yaptığını görmek istiyoruz” dedi.

‘ÇOK SAYIDA İHLAL’
Açıklamanın devamında ise inşaat sözleşmesinin IC İçtaş’ın içinde bulunduğu konsorsiyumdan alınmasının sebebi “Akkuyu NGS sahasındaki ana inşaat işleri bu ortak girişim (Titan-2 ve IC İçtaş İnşaat) tarafından yürütülmektedir. EPC sözleşmesinin ifası sırasında, IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ işin kalitesini ve zamanlamasını etkileyen çok sayıda ihlal yapmıştır. Bu nedenle proje yönetimi… sözleşmenin feshedilmesine karar vermiştir” denilerek ifade edildi.
Mersin Akkuyu’da 20 milyar dolar yatırımla kurulacak santral toplam 4,800 MW elektrik üreten dört reaktörden oluşacak. İlk reaktörü gelecek yıl devreye alınması planlanan santral, tüm reaktörler faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin elektriğinin yaklaşık yüzde 10’unu sağlayacak.
İÇTAŞ: AKKUYU’DA TÜRK ŞİRKETLERİN VARLIĞI AZALTILMAK İSTENİYOR
Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin IC İçtaş ile sözleşmesini feshetmesi gündemdeki yerini korurken IC İçtaş açıklama yapmıştı
Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin 26 Temmuz 2022 tarihinde T2-IC Ortak Girişim Şirketi’ne fesih girişiminde bulunduğu ifade edilen açıklamada “Söz konusu fesih girişimindeki esas amacın, Proje’nin yönetimindeki Türk şirketlerinin varlığını azaltmak ve taşeron seviyesine indirgemek olduğu açıktır” denilmişti.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali, hem Türkiye’nin kazanacağı yetenekler, hem Rusya, hem de batı ile ilişkilerinde kritik önem taşıyor. Her şeyden evvel bu projeden yüzde 50 oranında ana yüklenici Türk firmanın çıkarılması, şu anlama geliyor:
Eskiden proje şirketi tamamen Rus (projenin mantığına göre normal) Ana yüklenici (dizayn yerleştirme ve yapım) firma yarı yarıya Türk ortaklığıyken; şimdi hem proje hem yüklenici firma yüzde yüz Rus oldu. Böylece Türkiye, bu teknolojiden, know how kazanamayacak. Uluslararası rekabete dahil olamayacak; sadece alt taşeron seviyesinde iş gören olarak kalacak.
Milli açıdan önemli olan konu bu; yoksa fesih haklı mı haksız mı o konu tarafları ve hukuku ilgilendirir. Ancak mevcut durumda milli çıkarlar söz konusu. Türkleri alt taşeron seviyesinde bile tutup tutmayacakları Rusların insafına kaldı. Yerli mal yerli işçi mühendis kullanıp kullanmayacakları da.

BLOOMBERG: RUSYA, AKKUYU İÇİN 15 MİLYAR DOLAR GÖNDERİYOR
Bloomberg’e konuşan yetkililer, Rusya’nın Akkuyu nükleer santrali yatırımı için Türkiye’ye üç haftada 15 milyar dolar göndereceğini söylemişti.
Rosatom, gelen paranın bir bölümünü vadesi gelen ödemeleri için kullanacak, geri kalanını da iki yıl boyunca Türkiye’de tutacak.
Bloomberg’den Fırat Kozok’un üst düzey yetkililere dayandırdığı habere göre, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom), halihazırda yapılacak ödemeler ve önümüzdeki iki yılda yapılacak harcamalar için yaklaşık 15 milyar dolarlık tutarı geçen haftadan beri parçalar halinde Türkiye’ye aktarıyor.
Karar, Londra Tahkim Mahkemesi’ne götürülecek
Firma kararı Londra Tahkim Mahkemesi’ne götüreceğini de açıkladı.
Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, 1 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Titan 2-IC İçtaş Anonim Şirketi’ni değiştirmeye karar verdiklerini hatırlattı ve şu ifadeleri kullandı:
“Sahada çalışan Türk yüklenicilerimiz dahil olmak üzere mevcut tüm Türk taşeronlarımızın sözleşmeleri, şu an itibarıyla ya yeniden imzalanmış ya da en yakın zamanda yeniden imzalanacaktır.
“Projedeki tüm Türk taşeronlarımızla görüştük ve hepsi de bizimle çalışmayı kabul etti. Şu andan itibaren daha yoğun çalışmamız gerekecek. Türk yüklenici şirketlerimizle uzun süredir, güvene dayalı doğru bir ilişki sürdürüyoruz. Ben tüm taşeronlarımıza yürekten inanıyorum ve onları her zaman gönülden destekliyorum.”
RUSYA TÜRKİYİ AKKUYUDAN Neden feshetti?
Rosatom, sözleşmenin feshiyle ilgili ilk açıklamasını 5 Ağustos’ta yaptı.
Şirket IC İçtaş’ın “birden fazla sözleşme ihlali yaptığını” söyledi ve bunun projenin hem kalitesini hem de zamanlamasını etkilediğini, bunun üzerine yönetimin sözleşmeyi feshetmeye karar verdiğini belirtti.

Bu açıklamadan birkaç gün önce Bloomberg’e konuşan bir Rosatom yetkilisi kararın, bundan sonraki sürecin “inşaat ve kurulum konusunda gerekli kaliteyi sağlayacak nükleer yapım alanında uzman becerileri gerektirmesi” nedeniyle verildiğini söylemişti.
IC İçtaş tarafından yapılan yazılı açıklamada sözleşmenin feshiyle Türk şirketlerinin varlığının azaltılması amacını taşıdığını iddia edildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Akkuyu Nükleer A.Ş. Cumhuriyet tarihinin tek kalemdeki en büyük yatırım sözleşmesini feshetme girişimiyle Proje’deki Türk paydaşlığını ortadan kaldırma sonucunu oluşturmakta ve Proje genel yüklenicisi olarak tamamen Rus menşeili başka bir şirketi tayin etme yönünde adımlar atmaktadır. Söz konusu fesih girişimindeki esas amacın, Proje’nin yönetimindeki Türk şirketlerinin varlığını azaltmak ve taşeron seviyesine indirgemek olduğu açıktır.”
Bundan sonra AKKUYU ne olacak?
Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, santralin ilk ünitesinin gelecek yıl tamamlanacağını söyledi ve “Hedefimize, sahada çalışan ve büyük çoğunluğunun yani yüzde 80’inin Türk vatandaşı olduğu geniş Türk-Rus ekibimizin ortak çabalarıyla ulaşacağımıza inanıyoruz. Başaracağız ve Akkuyu NGS’nin ilk ünitesini 2023 yılında tamamlayacağız” mesajını paylaştı.
Akkuyu NGS inşaat projesi, dünyada ‘Yap, İşlet, Sahip Ol’ modeliyle inşa edilen ilk NGS projesi olarak tanımlanıyor. Rosatom Devlet Kuruluşu’nun projedeki payı yüzde 99.2.
Projenin toplam maliyeti, yaklaşık 20 milyar doları seviyesinde.
İki hafta önce dördüncü reaktör ünitesinin temeli atılan nükleer tesisin, 4 bin 800 megavatlık kapasiteye sahip olması amaçlanıyor.
Projenin devreye alınmasıyla Türkiye, Rosatom’a 15 yıl boyunca kilovat saat başına 12.35 dolar sent ödeyecek. Analistler bunun dünya ortalamasının 2-3 kat üzerinde olduğunu düşünüyor.
Akkuyu Nükleer, fesih kararının ardından TSM isimli bir firmayla yeni sözleşme imzaladığını duyurdu. Firmanın genel müdürü Anastasia Zoteeva TSM’nin Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulan bir Türk şirketi olduğunu ifade etti. Ancak IC İçtaş, TSM’nin Rus TITAN-2 şirketinin alt şirketleri aracılığı ile doğrudan ve dolaylı olarak yüzde yüz hissedarı olduğunu açıkladı.

TSM’nin merkezinin Rusya’da bulunduğu belirtilerek, “Tüm mühendislik, tedarik ve inşaat işlerinin (EPC) tek bir Rus şirketine hileli, hukuk tanımaz bir şekilde verilmesi; Projenin yönetimindeki Türk şirketlerinin varlığını bir oldu bittiye getirerek bitirmeye, projenin yönetim kadrolarında yer alan 3000’e yakın Türk personeli ve bu kadronun yönetiminde çalışan yüzde 93’ü Türk 25 bin kişilik çalışan kadromuzu tasfiye ederek Türk şirketlerini sadece standart inşaat işleri yapan alt taşeron seviyesine indirgemeye çalışmaktır” denildi.
RUS İDDİALAR CİDDİ
Bütün meselelerde olduğu gibi Akkuyu konusuna da milli bir mesele olarak bakıyorum. Başlangıçta projenin parasını Ruslar harcasa da Türkiye alım garantisiyle elektriğe para ödeyecek. Türk halkının parası, orada çalışan işçi, mühendis ülkenin Mehmedi, Ahmedi. Firma, Türk firması… İçtaş’ın projeden çıkarılmasına ilişkin konuyu bilen içeriden uzmanlar şunları söylüyor:
1- Türk firmanın projeden çıkarılması, “Bizim işimiz değil, Ruslar’ın kendi bileceği iştir” diyen bu işten hiç anlamıyordur. Türkiye’nin enerjisinin önemli bir kısmını sağlayacak şirket, Türkiye’nin verdiği izinle stratejik yatırım onayı almış bir şirket. Bunu da en geç şu zamanda, en fazla şu fiyata yapacağım diye söz vermiş ve ona göre de fiyat almış.
2- İnşaatın en stratejik fazına, en önemli yerine gelindi; kubbe kapanıyor, iş bitiyor. 9 aylık süre kalmış ve çok iyi yetişmiş 2 bin 200 beyaz yakalı, pırıl pırıl mühendis var. Bunlar her geçen gün işi öğrendiler. Ruslar bütün yönetimi alınca bizden bir kişi bile kalmayabilir. Bu tip tecrübeli mühendislere sahip olmamız lazım.
3- Akkuyu’dan sonra Sinop’u biz yapalım istiyoruz ancak Ruslar’ın böyle bir niyeti yok. Bugün olmasa yarın; yarın olmasa öbür gün, böyle bir aksiyon alacaklardı. Madem IC İçtaş bu kadar kötüydü, neden başka bir Türk şirketi getirmediniz? Getirilseydi; bu daha iyi deme imkânımız olurdu. Bunlar bize bu işi anlatmak, göstermek istemiyorlar.
4- Madem İÇTAŞ, yüklenici firma değil neden başta onayını aldılar? Genel Müdür değişikliği için Türkiye’den onay aldılar. Yüzde 50-50 Rus-IC ortaklığı, 4 senedir çalıştı. Alırken soruyor; çıkarırken sormuyor.
5- İstediği an, “tuvalet temiz değil” gerekçesiyle kapatma hakkı var. “Devlet bir şey yapamaz” laf. Devletin istediği an, istediği şeyi yapması lazım. Hükümetler arası anlaşmanın 5. maddesine göre danışarak bunu yapmanız gerekirdi.
6- Şu anda sahada bir kişi bile yok. Firmayı çıkarmadan önce madem taahhütlerle ilgili sıkıntı vardı niçin Nükleer Danışma Kurulu’nu kullanmadı. NDK orada sahada. Anında buna el koyabilir. Niye yapmadı?
7- Türk şirketinin hakkı var; onu alıp Rus şirketine veriyorsun. Dünyada ender nükleer inşaat bitiren ve çalışan şirket olacaktı. Ayrıca içeride milyarlar değerinde makine ekipman ortaklığın ve İçtaş’ın var. Bunlar ne olacak, belli değil.

RUSLAR’IN İDDİALARI
Firmanın son dönemde bazı alanlarda problemli, kötü işler çıkardığı ifade ediliyor. Taşeronların ödemelerinde, çalışanların ödemelerinde problemler çıktığı belirtiliyor. Çalışma güvenliği sağlanamaması nedeniyle 3 yılda 30’a yakın işçinin öldüğü iddia ediliyor. Nükleer santralin beton kalitesinde sıkıntı yaşandığı ancak daha önce yaşanan bu sıkıntıları İçtaş’ın giderdiği belirtiliyor.
Ruslar daha önce yüzde 48 oranında Türk ortak ve Türkiye’nin para koymasını istemiş ancak 3 yıldır bu talepleri karşılanamamıştı. Rus Sayıştay’ı da bu yönde rapor verdi. Rus Başkanlık görevlileri de bazı hataları yerinde tespit etti.
Fiyat çok yüksek
Rusya ile yap-işlet, senin olsun anlaşmasını o zaman başbakan olarak Putin ile imzalayan ve AK Parti oylarıyla Meclis’te onaylanmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, önceki başbakanlardan Mesut Yılmaz’ı Rusya ile Mavi Akım doğal gaz hattı projesine “al-ya da öde” şartıyla imza attığı için eleştirdiğini hatırlatalım.
Türkiye santralin her biri 1200 megavat gücündeki dört türbinin ilk ikisinden (ki ilkinin 2023’te devreye girmesi gerekiyor) üretilecek elektriğin yüzde 70’ini, diğer ikisinden üretilecek elektriğin de yüzde 30’unu TEDAŞ üzerinden 15 yıl boyunca almayı garanti ediyor.
Hem de ne fiyattan, biliyor musunuz? Dünyada pek örneği olmayan bir fiyattan: kilovat saatine 12,35 sent/ABD dolarından, yani 12,35 sentten Bugün itibarıyla ABD dolarını 17,92 liradan hesap edersek, 221 kuruş.
Halka ve devlete ağır yük
Peki devletin halkın haklı tepkisine yol açan elektrik fiyatlarını belirleyen dağıtım şirketlerine elektriği ortala olarak kaç liradan sattığını biliyor musunuz? Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) ortalaması 125 kuruş. Üstelik Akkuyu elektriğinin fiyatı Türk lirası ABD doları karşısında değer kaybettikçe otomatik olarak artacak.
Yükselen maliyetler karşısında elektrik fiyatının ekonomik olarak satılabilir olmaktan çıkması nedeniyle Japonya Sinop nükleer santrali inşaatından çekilmişti.
Ama Akkuyu NGS sayesinde “sıcak denizlere” inen Rusya’nın bu ballı anlaşmadan çekilme niyeti yok, tam tersine, Ukrayna savaşının ortasında, kritik bir görüşme öncesinde adeta gövde gösterisi yapıyor, 2010’da atılan imzalar üzerinden.
Şimdi soru şu: Acaba Erdoğan Karadeniz’de Rusya’ya nazır Sinop’ta ikinci santralin yapımını da Rusya’ya verir mi?
Bunun acısı hem elektrik fiyatları üzerinden hem de Hazine’ye getireceği yük üzerinden halktan çıkacaktır.

AKKUYU TÜRKLERE YASAK MI?
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Alpay ANTMEN de Akkuyu’da yaşananlara tepki göstermişti. Antmen 30 Temmuz’da öğle saatlerinde Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Türk işçilerin içeri alınmadığını kanıtlayan bir video paylaştı. Antmen paylaşımında şu ifadelere yer vermişti:
“Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nde işe gelen Türk işçilerin giriş kartları iptal edildi.
Akkuyu Türklere yasak! Bilmeyenler için anlatayım:
-AKP, Akkuyu’yu tamamen Rusların kontrolüne verdi.
-İçeride artık ne olduğunu iktidar bilmiyor.
-Ruslar orayı adeta askeri üs yaptı.”